Anaksimandros (MÖ 610 – 546 / Yunan Filozof)

Şimdi diyeceksiniz ki kim bu kadar filozof, banane bunlardan asıl sadede gelelim dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu yazı dizisinde yapmak istediğim asıl bu işi kökenlerinden getiren ve sizlere bu astroloji bilgilerinin temellerini kimlerin oturttuğunu kimlerin nasıl yollar izlediğini anlatmak bundan dolayı bu sıra yazdığım bu yazıların ağırlıklı kısmı bu astrologlar, filozoflar ve günümüze yaklaştıkça sizler için günümüzde ki astrologlar (hocalarımız) ile röportajlar yaparak onları da aktarmak. Hadi bakalım yazı dizimize devam. (Küçük Not : Bu arada diğer konularda da ara ara yazacağım sürekli, sürekli astrologları yazmayacağım =) )

Anaksimandros veya Anaksimander Kimdir ?

Anaksimandros M.Ö 610 yılında Miletos’da doğmuş ve 546 yılında 64 yaşında hayata veda etmiştir. Anaksimandros iyonlu bir filozoftur. Milesian okulunun kurucusu olan Thales’in öğrencisidir. Bu filozofun öğretileri Yunanca düz yazı olarak kaleme alan ilk filozoftur. Thales arkhe’nin  su olduğunu, her şeyin sudan çıktığını, bütün oluşan varlıkların başlangıcında, kaynağın su olduğunu öne sürmüştür. Anaksimandros ise bu arkhe’nin belirsiz bir töz(cevher) (apeiron) olduğunu savunmuştur. =) Günümüze sadece tek bir cümlesi ulaşmıştır. “(Söz konusu tek cümlede su ve ateş gibi tözlerin ortaya çıkışı, haksızlıkların cezalandırdığı insan toplumundan elde edilen mecazlarla betimlenir. Örneğin ne sıcak ne de soğuk süreklidir, ikisi de aralarındaki dengeyi korumak için ödün verirler.) Aaksimandros hem bir doğa filozusu hem de bir doğa araştırması olarak bilime önderlik yapmış ve birçok kişi tarafından astronominin kurucusu ve ilk kez kozmoloji üzerinde sistematik görüş getiren filozoftur. Astrolojinin temelini de burada atmışlardır zaten. Biz astrolojiye ilk başladığımızda hem burçlarda hemde harita genelin de elementler kavramını işleriz. Aslında olay ta doğa filozoflarının arkhe’nin ne olduğunu ve bunun nereden geldiğini düşünmeleriyle başlamıştır. Bilime önderlik yapan ve evrene farklı gözlerle bakmayı başaran felsefecidir. Felsefeye “arkhe” (Yunanca’da “başlangıç,” “ilk”) terimini ilk getiren kişidir.

Not : Bende araştırma yapmadan önce tabii ki arkhe’nin ne olduğunu bilemediğimden sizler de güncel bir kelime olmadığından açıklama gereği duydum. Arkhe, Batı Anadolu kıyılarındaki kentlerde yaşamış Sokrates öncesi filozofların ilke “temel” “ana madde” anlamı kazandırdıkları sözcüktür, unsurdur. Antik çağda Anadolu Yunanlıları düşünsel çabaya bir ilk nedeni araştırmakla giriştiler. İlk kez iki her zaman dört ediyorsa bunun tanrıların keyiflerinin üstünde bir ilk ve değişmez nedeni olmalıdır. Dünya nasıl yapılmıştır? Bitkiler, hayvanlar, insanlar nasıl oluşmuşlardır? Bütün bu varlıkların başı, kökü, kaynağı nedir? Gibi sorular sorulmuştur. Bunların özü anlamına gelen sözcüktür arkhe.

Anaksimandros’un Teorileri :

1- Aperion, Sonsuzluk Teorisi : Doğa filozoflarının ilk sorunu arkhe (öz) nedir sorunudur. Buna cevap bulabilmek için uğraşmışlardır. Anaksimandros arkhe olarak aperirondan (belirsiz, sınırsız) gelir demiştir. Bu kavramı seçmesinin nedeni de yaşam sürecinin sonsuza kadar devamını güven altına alabilme isteğidir. Nesne ve nitelikler varlığa bundan gelir ve yok olduklarında da buna dönerler. Doğum bir varoluş olarak görüyor ve ölümü tekrar öze dönüş olarak yorumlamaktadır. Apeiron (belirsiz,sınırsız) tüm nesnelerin içinde nesne ile kaynaşmış bir şekilde bulunan ve mekansal olarak sınırsız yani tükenmez bir kaynaktır.  Bence teorideki en ilginç kısım burasıdır, Duyularımızla algılanamayacak kadar belirsiz olan Apeiron (belirsiz,sınırsız) ile algılanan dünyanın dışında bir takım oluşların var olduğunu kabul eder. (Acaba paralel evrenler mi ?, Yoksa galaksilerden mi bahsetmekte bilemedim 🙂 )  Bu dünyada olup bitenler Anaksimandros’a göre asla sona ermeyen harekete dayanmaktadır. Bu hareket ilkenin özüne ait olduğuna göre, ilke de özü vasıtasıyla olup bitenleri kavranabilir durama getirecektir. Önemli başka bir adımı da, İlkenin evrensel süreçteki etkisini tek tek tasarlama ve ancak ondan sonra kavranabilir duruma getirme denemesidir.

2- Evren Bilim Teorisi : Evren’in sırf gözleme ve rasyonel düşünmeye dayalı meydana geliş öyküsünü ilk kez tasarlayan dünyamızın bir “evren” yani planlı bir şekilde düzenlenmiş bir bütün olduğunu ilk kez o ifade etmiştir. Dünyamızı açıklarken mitolojiyide kullanmamıştır. Anaksimandros “evrenin babası” olarak adlandırılmıştır. Ayrıca astronominin de kurucusudur. Bilinen dünyanın bir haritasını çizmiştir. (Ki o dönemde bunu nasıl yapabildiğini hala anlamış değilim.) Sıcakla soğuğun önceden beri var olan doğuruşu nesnesi kozmosun meydana gelişinde ayrılmış ve bundan yeryüzü çevresindeki havayı bir ağacın kabuğu gibi saran bir alev kümesi meydana gelmiş, bu küre parçalanıp da bir takım daireler halinde toplandığı zaman güneş, ay ve yıldızlar onun yerini almışlar. Güneş’in çizdiği daire dünyanın 27 misli, ayınki de 19 misli imiş, en yukarıda güneş sonra ay en aşağıda yıldızlar çemberi bulunuyormuş. Ona göre yeryüzü şekil bakımından silindir biçiminde, ve yüksekliği genişliğinin üçte biri kadardır. İki düz yüzeyden biri üzerinde biz yürüyoruz, öteki bunun karşısında bulunuyor ve evrenin merkezinde desteksiz bir konumda durmaktadır; çünkü herhangi bir yönde hareket etmesi için bir neden yoktur, bundan dolayıda hareketsizdir.

 

 

3- Meteorolojik Düşünceleri Teorisi : Bu ilk fizikçiyi öncelikle ilgilendiren konu meteora yani gökyüzündeki nesnelerdi. Meteora’yı ve depremi fizik yönünden ilk o açıklamıştır. Gök haritalarını çıkarırken geometriden ve matematiksel orandan yararlanmıştır. Gnomon’u (gök ölçüsü), ilk o bulmuş ve güneş saatinin yanına dikmiştir. Ayrıca ilk haritayı çizen “sphaere” yani gökküresi planlayıp gerçekleştiren de yine o dur. Ama özellikle yeryüzünün boşlukta durduğunu keşfetmesi ve bunu matematiksel yönden açıklaması o gün için uyulmamış bir varsayımdır.

About zaferoba

Check Also

24-30 Mayıs Haftasında Neler Olacak ?

24-30 Mayıs Haftasından Mayıs ayın en önemli haftasından herkese selamlar, Bu haftaya başlarken Ay’ın Akrep …

Bir yanıt yazın